Buralara uğramadığım haftalar boyunca bolca kitap okudum. Sinan Akyüz'den "Şahika ve Feraye"; gerçek bir hayat hikayesinden esinlenerek yazılmış, savaş yıllarına dair harika bir roman. Sonra Khaled Housseini'den "Ve Dağlar Yankılandı"; Afganistan'ın bir köyünden doğan ama nerelere kadar uzanan hüzünlü bir hikaye. Ve son olarak da John Grey'den "Aynı Yıldızın Altında"; kanserli iki gencin hikayesini konu alan, gözümde yaşlarla okudum bir başka roman. Hepsini de çok keyif alarak okudum.
Bu da benim bubble man'im. Biiiiig bubble lar yapmanın ilmini çözdü :)
Bu da İzmir de yaptığım bardak altları. Keçeden yuvarlaklar kestim, ortasını da motifimin boyunda tekrar kestim. Bu yuvarlak çiçekli motifi bir kumaştan aplike olarak çıkardım. Ve orta parçanın üstüne yerleştirip dikiş makinasında piko yaptım. Sonra da kenarlarına battaniye dikişi yaparak tamamladım. Sonra bir de çok beğendim. :)
Bu güzelleri belki hatırlarsınız, nakış aşamasında paylaşmıştım. Ne olacak ne olacak derken; yüzük yastığı yapmaya karar verdim. Her nekadar bana böyle büyük, kadifeli, aynalı, allı pullu, osmanlı işi, klasik yüzük yastıklarından yaptırmak istedilerse de, o işlerden hoşlanmadığımdan, ben yine sade, kibar, zarif ve minik birşeyler yapmaya karar verdim. Tüm mahalle baskılarına rağmen, bu cicileri yüzük yastığına dönüştürüverdim :))
Kaliteli yaşamdan haberler duymak isteyenler için 2. ayın sonunda 5kg kaybetmiş, güzel alışkanlıklar kazanmış olmaktan dolayı çok mutluyum. Hergün yürüyüş yapıyor, diyetime devam ediyor, incelmenin dayanılmaz hafifliğini hissediyorum. Gerçi birkaç haftadır aynı kiloda takıldım ama yazımın başında dedim ya bazen olmuyor diye. Bence aynı sebepten kilo da veremedim. Evren bu geçtiğimiz 15-20 günde beni bir kenarda bıraktı, bensiz döndü :))) Şimdi bakın bu haftadan itibaren kaldığım yerden devam..
Sevgiyle kalın, umutla kalın, hoşgörü ile kalın...